Gökyüzü, çocuklar arasındaki büyük değişikliğe uyarcasına, başka türlüydü bugün. Öyle pusluydu ki, kimi yerlerde sıcak hava beyaz görünüyordu. Güneş, sanki daha yakınlardaymış, o kadar yakıcı değilmiş gibi donuk bir gümüş rengi almıştı ama sıcaklık boğucuydu.
Sayfa 160Kitabı okuyor
Özgürlük ana babaların reddedildiği ya da gömüldüğü yerde değil, olmadıkları yerde başlar.
İnsanın, kimden olduğunu bilmeden dünyaya geldiği yerde.
İnsanın ormana atılmış bir yumurtadan dünyaya geldiği yerde.
İnsanın, gökyüzü tarafından yere tükürüldüğü ve hiçbir minnet duygusu olmaksızın ayağını yere bastığı yerde.
Sayfa 128 - İletişimKitabı okuyor
"Ama artık istediğim o değil. Şimdi başka bir şey istiyorum; sıcak, korunaklı bir şey, sığınabileceğim bir şey, her ne yapmış, kime dönüşmüş olursam olayım geri dönebileceğim bir şey. Hep orada olduğunu bileceğim bir şey, anlıyor musun? Sabah gökyüzü gibi..."
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kimse su dökemez eline Tanrıdan başka
ve Tanrı suyunu en masum olanın
elinden içer yalnızca,
dağıtır sonra ağzındaki suyu
bir öpücük gibi çocukların yaralarına
bir kuş yavrularına nasıl
ekmek, su ve gökyüzü taşırsa.
Sayfa 113 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Gökyüzü ile denizin ortak özelliği, belki de uçsuz bucaksız, sonsuz görünmeleridir. İnsan denizde de, gökyüzünde de sonsuzu arar.
Bir insan bir gün saatlerce gökyüzüne bakabilir. Orada insanı çeken şey, gökyüzünün derinliği, uçsuz bucaksız oluşu ve bitimsiz görünümüdür. Insanı çeken bir başka şey ise, oradaki sükûnettir. Orada sükûnet vardır; çünkü orada çatışma, kırılganlık, altta kalma, üste çıkma, önde gitme, arkada kalma, laf sokuşturma gibi yeryüzüne ait yaşantılar yoktur.
Sayfa 81Kitabı okudu
Ölüme
Mezar taşından başka
Bir şey bırakmadan
Son bir gökyüzü ayiniyle
Sessizce
Çekilmek...
Gökyüzü ve yeryüzü arasında sayısız nesne vardı. Nesnelerin akışıyla zaman oluşuyor, başka her şey gibi zaman da bir bilinmezlik denizinde akıp gidiyordu.
Yorgun bir şekilde yürüyorum yağmurlu bir gecede ,
O kadar bitkinim ki kalbim intihara meyilli,
Aklım, toprak kokusunu sevdiği için beni rahat bırakıyor.
Yorgunum o kadar yorgunum ki uzun köprüler geçiyorum manzarasını fark etmediğim konuşmaya cesaret eden ulu Çınar dahil ..
Gökyüzü halime acıyor gözyaşlarını üstüme döküyor ,
Yorgun şekilde yürümeye devam ediyorum gecenin sessiz çığlıklarında,
Karanlık ve sessizlikten başka bir şey yok gibi acım dışında ,
Ama huzurlu gibiyim biraz da .
Yeryüzü bile benim için çiçekli yollar sunmuş ,
Huzur kulağımla dinlediğim binbir çeşit hayvan sesleri ,
Ağır ağır yürüyorum karanlığın sessiz köprüsünde
Hayat sadece bugünmüş gibi ..
Aklım bile Acısını unuttu sanki değişik bir şekilde zevk alıyor ,
İçine çekti çünkü huzurla tütseyen kor olmuş külleri…
Tanrısal varlığın hikmeti burada sarı, orada mavi, burada gökyüzü, orada orman, bir başka yerde Siddhartha olmaktı. Amaç ve töz nesnelerin arkasında bir yerde değil, onların içindeydi, her şeydeydi kısaca.
Sayfa 48
Kuştur kadın , ve bir gökyüzü vardır her kadının .
Bunu bir zamanlar seni gökyüzü ilan etmiş kadının , başka bir gökyüzünde kahkaha atışını duyunca anlarsın ...
